• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

METİN KIRAY

Hoş geldiniz!

Üyelik Girişi
Linkler
LAİK ANAYASA – DİNDAR ANAYASA

LAİK ANAYASA – DİNDAR ANAYASA

 

Kendisini Anayasayı çok iyi incelemiş ve bu konuda uzman olarak “takdim” eden TBMM Başkanı İsmail Kahraman, “Bu anayasanın herhangi bir yerinde Allah lafzına rastlanmıyor ama anayasalar inanca göre tasnif edildiğinde bu 1982 Anayasası da 1961 Anayasası da dindar anayasalardandır. Neden mi? Diyanet İşleri Başkanlığı idare içerisinde vardır. Resmi tatiller, Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı, din dersi zorunludur ve inanca dayalı bir yapısı vardır. Yani seküler değildir, dindar anayasadır. Laiklik tarifi de ona göre olmalıdır. Laiklik zaten yeni anayasada olmamalıdır. Dünyada 3 anayasada laiklik vardır. Bunlar Fransa, İrlanda ve Türkiye'dir. Tarifi de yok. İsteyen bunu istediği gibi yorumluyor.” sözleri ile bir hukukçu olarak Anayasa’yı ne kadar incelediğini (!), nasıl bildiğini (!) gösteriyor… Aynen, sağlığı sadece özel hastanelerinde para kazanmak olarak bilen Sağlık Bakanı, ormancılığı, su işlerini yakın akrabalarını ve yandaşlarını işe almak, zengin etmek olarak bilen Orman Bakanı, karayolları yapmayı, denizde gemi yüzdürmeyi, hava alanı yapıp, havacılık yapmayı çocuğunu, yandaş şirketleri zengin etmek, köşeyi dönmelerini sağlayıp, onlardan aldığı paralarla kendilerine dalkavukluk yapmalarını sağlamak olarak bilen eski Ulaştırma Bakanı yeni düşük profilli (yetkisiz) Başbakan gibi..

Öncelikle, “dünyada 3 anayasada laiklik vardır” sözü koskoca bir yalandır. Dünyada özellikle gelişmiş ülkelerin tamına yakın kısmı laik ve seküler anayasaya sahiptir.

Bu ülkeler; Angola, Benin, Botsvana, Burkina Faso, Burundi, Kamerun, Yeşil Burun Adaları, Çad, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Etiyopya, Gabon, Gine, Liberya, Mali, Namibya, Senegal, Somali, Güney Afrika, Bolivya, Brezilya, Kanada, Şili, Kolombiya, Küba, Ekvador, El Salvador, Honduras, Meksika, Paraguay, Peru, Puerto Rico, Uruguay, Venezuela, ABD, Çin, Tayvan, Doğu Timor, Hindistan, Japonya, Kazakistan, Kuzey Kore, Güney Kore, Kırgızistan, Laos, Moğolistan, Nepal, Filipinler, Singapur, Tacikistan, Tayland, Türkmenistan, Özbekistan, Vietnam, Arnavutluk, Ermenistan, Avusturya, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Belçika, Bosna Herkes, Bulgaristan, Hırvatistan, Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Finlandiya, Fransa, Galler, Gürcistan, Almanya, Macaristan, İrlanda, Kuzey İrlanda, İskoçya, İtalya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Makedonya, Moldova, Karadağ, Hollanda, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, İspanya, İsveç, İsviçre, Türkiye, Avustralya, Mikronezya, Yeni Zelanda olarak sayılabilir.

Yine aynı kişi, halen yürürlükte olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının içeriğinden bahsederken cambazlık yapıp, Diyanet İşleri Başkanlığı “idare içerisinde vardır” diyor. Anayasada vardır diyemiyor, der gibi yapıyor, yok çünkü…

Anayasa ile, resmi tatillerin, kurban bayramının, ramazan bayramının zorunlu olduğu sözlerinin de gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Anayasada olmayan bu düzenlemelerin Anayasa’da olduğunu söylemek, yalan söylemektir.

Bu yalanı da kendisini anayasa uzmanı olarak takdim eden ve reisi tarafından TBMM. Başkanı yapılmış bir kişi, yaşından başından utanmadan söyleyebilmektedir.

Din derslerinin zorunlu olduğu sözleri ise, gerçeği kısmen yansıtıyor.

Anayasa’nın 24.maddesinde zorunlu ders olarak bahsedilen “din kültürü ve ahlak eğitimi” dersi belli bir mezhep ile ilgili değildir.

Anayasa’nın 24. maddesi şu şekildedir:

“Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.

İbadet, dinî âyin ve törenler serbesttir.

Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.

Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.

Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.”

Anayasa’nın 24.maddesi,  bu zatın içinde bulunduğu laik Türkiye Cumhuriyeti düşmanlarının anayasada olmadığını söylediği laiklik tarifini çok net ve açık bir şekilde yapmaktadır.

Ancak, anayasanın evrensel kurallarını hiçbir zaman benimsememiş sağ siyasi iktidarlar ve özellikle Türkiye Cumhuriyetini 14 yıldır vahabi islam cumhuriyetine dönüştürmeye çalışan AKP iktidarı, bu maddede bahsedilen “din” kavramını sadece ve sadece “vahabi sünni islam mezhebi” olarak kabul ettiği için, anayasayı bu çok bilen (!) meclis başkanları gibi yorumluyorlar…

Bu çabalarını da her türlü yalan, dolan, iftira, tezvirat yayarak, çaldıkları paraları dağıtarak sürdürüyorlar.

Umutsuz bir çaba…

  
228 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam5
Toplam Ziyaret9287
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.066234.2027
Euro37.991438.1437
Hava Durumu
Saat